Prof. Dr Sabahattin Destek | Genel Cerrahi Uzmanı
Pilonidal sinüs hastalığı, en sık 15-25 yaş arasında görülmekte olup, hastaların %80’ini erkekler oluşturmaktadır. Erkeklerin yaklaşık %1’i yaşamlarının bir döneminde bu hastalığa yakalanma riski taşır. Genellikle (%95) kuyruk sokumu bölgesinde ortaya çıkar ve deri altındaki kıl köklerinin iltihaplanması sonucunda gelişir. Bu hastalık, kuyruk sokumu bölgesinde fistül (kanal) tarzında bir açıklık oluşturarak başlar. Zamanla bu kanallar çoğalır ve tüm kuyruk sokumu bölgesindeki deri etkilenebilir. Aralıklı apse ataklarıyla seyreden ilerleyici bir hastalık olup, tedavisinde cerrahi müdahale genellikle kaçınılmazdır.
Kıl dönmesinin temel sebebi, kıl kökü kanalının tıkanması ve enfekte olmasıdır. Bu durum; uzun süre oturarak çalışanlarda, aşırı kilo alanlarda, kuyruk sokumu bölgesinde yara veya sivilcesi bulunanlarda, ağda ya da jilet nedeniyle oluşan yaralanmalarda, aşırı kıllı bireylerde, sık ağır yük taşıyanlarda ve ailesinde kıl dönmesi öyküsü olanlarda daha sık görülür. Kıl dönmesi çoğunlukla kuyruk sokumunda görülmekle birlikte, koltuk altı, boyun ve kasık bölgesi gibi diğer alanlarda da ortaya çıkabilir.
Belirtileri arasında batma hissi, ağrı, şişlik, kızarıklık ve akıntılı apseler bulunur. Kapalı apse durumunda zonklayıcı ağrılar oluşabilir ve hastalar bu şikayetlerle genellikle acil servise başvurur. Ağrı, oturma, yürüme ya da uzun süre hareketsiz kalma gibi aktivitelerle artış gösterebilir.
Kıl dönmesi riskini azaltmak için alabileceğiniz günlük olarak banyo/duş yapmak, ayrıca kişisel hijyeni artırmak hastalıktan korunmada faydalıdır. Çok tüylü vücutlarda lazer epilasyon ile hastalığın gelişmesi ya da tedavi sonrası tekrar etme olasılığı %20-40 oranında azaltıldığı görülmüştür.
Kıl dönmesinin kalıcı tedavisi cerrahi yolla sağlanmaktadır.
Basit uygulamalarda kıl dönmesi içine kristalize fenol uygulamasıyla kıl dönmesi alanı kimyasal yolla tahriş edilip tedavisi sağlanmaya çalışılmaktadır. Erken evre hastalar seçilir. İşlem normalde zararsız, günübirlik, sosyal aktivitelere ve de günlük yaşama ara vermeden uygulanan bir yöntemdir. Ancak kıl dönmesi kalıntıları kaldığından başarı şansı daha düşük (%75-80) ve tekrarlama ihtimali yüksektir (%20).
Klasik cerrahi işlemlerde hastalarda kuyruk sokumundaki kıl dönmesi genişçe çıkarıldıktan sonra oluşan çukurluk primer kapatılabilir veya Limberg, Karydakis ya da V-Y tipi flaplerle kapatılması tarzında kapatıcı girişimler yapılabilir. Bu yöntemlerde hastanede kalma süresi 1 gün olup, dikişler 2 hafta içinde alınana kadar yara yerini koruması, işlerini kısıtlaması ve yara yeri açılmaması için oturmaması istenir. Bu tekniklerde hastalığın tekrarlama olasılığı %5-20 civarındadır.
Mikro Sinüsektomi yönteminde ise kıl dönmesinin neden olduğu sinüs kanalları küçük bir cerrahi işlemle temizlenir. Lokal anestezi altında yapılan bu işlemde, cilt altındaki kıl dönmesine yol açan dokular küçük bir kesi ile çıkarılır. İşlem 10 dakika sürer. Küçük yara yerine pansuman yapması yeterli olacaktır. Hasta işlemden sonra hemen işine dönebilir. Ertesi duş banyo alabilir. Tekrarlama ihtimali %1-5 civarındadır.